|
|
|
|
|
UÇKM'nin kıdemli kumandanı Hoxha |
etnik patlamalar şaşırtıcı değildi.
Makedonya Arnavutları yıllarca bir Arnavut üniversitesi talep ettiler. Nihayet 1995'te Kosova örneğini izleyerek kendi üniversitelerini kendileri kurmaya karar verdiler. Yasadışı Tetovo Arnavut Üniversitesi (Makedonya'nın ikinci büyük şehri olan Tetovo ülkenin kuzeybatısında) Makedonları isyan ettirdi. Şubat 1997'de üniversitenin resmen açılmasından sonra Üsküp'te Arnavut karşıtı gösteriler yapıldı. Arnavutlara göre gerekçeleri, anadillerinde eğitim ve sosyal yükselme haklarıydı. Oysa Makedonlar, bunun Kosova'da olanların bir tekrarı olduğundan şüphe ediyordu.
1998-1999 Kosova Savaşı, Makedonya dahil Balkanların çeşitli bölgelerinde yaşayan Arnavutlar için adeta bir işaret oldu. Bazı Arnavutlar, herhangi bir etnik kaosun Batılıların müdahalesi için yeteceğine ve böylece “hürriyetlerine” kavuşabileceklerine inandı. 2001'de Kosova Kurtuluş Ordusunu (UÇK) model alan Makedonya Milli Kurtuluş Ordusu (UÇKM), ülkenin kuzeybatı bölgesinde bir iç savaş başlattı. Arnavut teşebbüsü, güney Sırbistan'daki Arnavut teşebbüsü ile eşzamanlıydı. Amaç, bölgedeki istikrarı bozup Batılı güçlerden ikinci bir Dayton Anlaşması elde etmekti.
Bununla birlikte Makedonya, tıpkı Sırbistan gibi, sakin ve ılımlı bir tutum sergiledi. Makedonya'daki durum, Kosova'daki durumla tam bir tezat teşkil ediyordu. Makedonya'da bağımsızlıktan bu yana Arnavut partileri daima hükümet koalisyonlarında yer almış, beş ayrı bakanlık üstlenmişlerdi.
|
|
|
|
Arben Xhaferi |
|
Birkaç anlaşmazlık dışında, Arnavutlar kültürel ve dini hürriyete sahipti. Üniversite sorunu, 2001'de Tetovo'da üç dilde (Makedonca, Arnavutça, İngilizce) eğitim veren bir üniversitenin kurulması ile aşıldı. Her ne kadar Tetovo Arnavut Üniversitesi halen yasadışı olsa da artık Arnavutlar ilkokuldan üniversiteye kadar anadillerinde eğitim görebiliyor. Ayrıca çeşitli medya kurumları, dernekler ve siyasi partiler vasıtasıyla kendilerini serbestçe ifade edebiliyorlar. En önemli Arnavut partileri şunlar: Ali Ahmeti'nin Bütünleşme için Demokratik Birlik Partisi (DUI), Arben Xhaferi'nin Arnavut Demokratik Partisi (DPA) ve Abduljhadi Vejseli'nin Demokratik Refah Partisi (PDP). Bazı radikal Arnavutlara göre, Xhaferi'nin Arnavut azınlığın haklarını koruma ve geliştirme politikası “yetersiz” kalıyordu. Mart 2001'de söz konusu radikallar, UÇKM'nin siyasi bürosu sayılan Demokratik Milli Parti adlı yeni bir parti kurdular. Her ne kadar Xhaferi UÇKM'nin terör faaliyetlerini kınadıysa da “Makedonya konfederasyonu” fikrini dayatmak için bu durumdan faydalanmaktan da geri kalmadı. Bu konfederasyon Arnavutlara Makedonlar ile eşit statü sağlayacaktı.
Ağustos 2001'de Ohri Antlaşması altı ay süren etnik çatışmaya son verdi. Bu antlaşma ile Arnavut asiler, adem-i merkeziyetçi bir devlet içerisinde daha fazla etnik tanınma karşılığında silah bıraktı. Arnavutlar, Parlamento ve mahkemelerde anadillerini kullanma hakkı elde etti. Artık kanun metinleri iki dilde yayınlanıyor. Arnavut nüfusun yüzde 20'nin üzerinde olduğu bölgelerde eğitim ve sağlık hizmetleri ile bütçe planlaması Arnavut yerel yönetimlerinin kontrolu altında. Yine bu bölgelerde Arnavutların anadillerini ve milli sembollerini kullanma hakları var. Bugün Makedon Ordusunun yüzde 25'ini Arnavutlar oluşturuyor. Bununla birlikte polis ve memur kadrolarında Arnavut katılımı çok düşük. Ancak Arnavutların Makedonya'da 2001 sonrası elde ettiği haklar; kültürel hakların, pozitif ayırımcılığın ya da standart azınlık haklarının kesinlikle çok ötesine geçiyor. 2004 kışında ve 2005 yazında yaşanan kısa süreli çatışmalar, radikal Arnavutların, Makedonya'da federal sistemi kabul ettirmek için, şiddete başvurmadan da “Büyük Kosova” tehdidini kullanabileceklerini gösterdi. Federal sistemin daha sonra bağımsızlığa giden yolu açacağı düşünülüyor.
Ocak 2005'te Makedonya'daki Arnavut medyası ağır bir darbe yedi. Haftalık Lobi ile günlük Koha Ditore gazeteleri, en azından bir süreliğine, yayınlarını durduracaklarını açıkladı. Sonuçta geriye bir tek Arnavut gazetesi, Fakti kaldı. 2001 ila Ocak 2005 tarihleri arasında, yayınlanan Arnavut dergilerinin sayısı dörtten
|
|
|
|
Arnavut gazetesi Lobi |
|
bire düşmüştü. Helsinki Komitesine göre, Makedonya'da, resmi izinle yayın yapan sadece bir adet Arnavut televizyon kanalı ile az sayıda ve “düşük kaliteli” yerel radyo ve televizyon kanalları bulunuyor. Tüm ülkede Arnavutça yayın yapan bir tek radyo istasyonu yok. Ancak dikkate değer nokta, Komitenin, Lobi ve Koha Ditore ile yaşanan sorunlardan üstü kapalı da olsa hükümet ortağı DUI'yi sorumlu tutması: “Ocak 2005'te yayınları durdurulan iki gazetenin de hükümet ortağı Arnavut temsilcilerini eleştirdiği göz önünde bulundurulursa, mesaj açık: İktidardakiler aleyhine konuşmaya cüret eden yok edilecektir”.
Geçen yılın 15 Aralığında Avrupa Birliği Makedonya'ya üyelik statüsü verdi. Her ne kadar Makedonya'nın resmen üyeliği 2012'den önce beklenmese de, bu ülkenin Arnavutları muhtemelen Balkanlarda AB'ye giren ilk Arnavut topluluk olacak. Makedonyalı Arnavutlar açısından bu umut vaat edici durumu bozmak ve kendilerine de daha çok hak kazandırabilecek AB üyeliğini tehlikeye atmak akıllıca olmaz. Mayıs 2005 belediye seçimlerinde, seçilen 85 belediye başkanının 17'si Arnavut azınlıktan geldi. Makedonya'nın bu 17 Arnavut belediye başkanının sorumluluğu çok büyük. Zira kendilerinin ülke çapında talep ettikleri haklardan, yörelerinde yaşayan Makedonların yararlanabileceklerini kanıtlamalılar.
Makedonlar ile Arnavutlar arasındaki anlaşmazlığın sebebi, Sırbistan'daki gibi siyasi ve tarihi olmaktan çok sosyal. Makedonların Arnavutlara karşı besledikleri şüpheler, XIX. ve XX. yüzyıllardaki “Doğu Sorunu”nun yerine almış görünen “Arnavut sorunu” çerçevesinde değerlendirilmeli. Makedonya, ülkesindeki azınlıkların hepsini dengede tutmaya çalışıyor; zira birine tanınacak fazla hak diğerlerini tahrik edebilir.
İki toplum arasında neredeyse hiçbir ilişki yok; yabancı evlilikler nadir. Geleneklerine bağlı olan Arnavutların çoğu kız çocukları okula göndermiyor. Toplumların birbirini tanımaması ve eğitim eksikliği iki toplumu da olumsuz etkiliyor ve ilişkilerini zehirliyor. Arnavutlar Makedonya'yı “sahte demokrasi” olarak görürken, Makedonlar Arnavutları “sözde kardeş” olarak nitelendiriyor. Asıl sorun, Arnavutlara karşı, özellikle sosyal ve ekonomik alanlarda uygulanan “günlük ayrımcılık”. Tek çözüm, zihniyetleri eğitim yolu ile değiştirmek. Zihniyetlerin bu muazzam dönüşümünden ise, sadece Makedon devleti değil, aynı zamanda iki toplum da eşit derecede sorumlu. Arben Xhaferi'nin de belirttiği gibi: “Anayasayı değiştirmeyi başardık. Şimdi zihniyetimizi değiştirmeliyiz ki etnik çatışmaları engelleyebilelim”.
Bu yaz ya da sonbaharda Makedonya genel seçime gidecek. DUI Başkan Vekili Rafiz Aliti iddialı: “Şu an, kamuoyu yoklamalarına göre, partimiz tüm ülkede en popüler ikinci parti konumunda”. Büyük Makedon partileri çeşitli anlaşmazlıklar ve bölünmelerle kendilerini tüketmeye devam ettiklerine göre bu üç Arnavut partisinden birinin en azından bir koalisyon ortaklığı elde etmesi kesin gibi görünüyor.
Türkler: Makedonya'nın en uysal azınlığı
Üsküp'teki Sosyolojik, Siyasi ve Hukuki Araştırmalar Enstitüsünün Etnik İlişkiler Merkezi, bir anketinde Makedonlardan, Arnavutlardan ve Türklerden “birbirlerini tanımlamalarını” istedi. Makedonlar Türkleri “büyük savaşçılar”, Türkler ise Makedonları “çalışkan, barışçıl ve kültürlü” olarak tanımlarken; Arnavutlar Türkleri “çalışkan ve barışçıl”, Türkler ise Arnavutları “militan bir millet” olarak tanımladı. Etnik İlişkiler Merkezi Başkanı Emilija Simoska'ya göre,
|
|
|
|
Sovyetler lideri Nikita Kruşçev ve Yugoslav devlet başkanı Josip Broz Tito |
|
Makedonya'da en kendi içine kapalı toplum Arnavutlar, en olumlu ve açık toplum ise Türkler. Bununla birlikte Makedonya'da yaşayan Türk nüfusun azlığı da onları daha az “zararlı” gösteriyor olabilir.
Küçük bir azınlık da olsa Makedonya'da Türk varlığının geçmişi XIV. yüzyıla kadar uzanıyor. Bölgeyi XIV. yüzyılda fetheden Osmanlılar, siyasi stratejileri uyarınca buraya Anadolu'dan getirdikleri Türkleri yerleştirdiler. Diğer Balkan ülkelerinde olduğu gibi, Makedonya'da da Türklerin statüsü 1912-1913 Balkan Savaşlarından sonra kötüleşti. 1919'da Makedonya Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan arasında paylaşıldı. 1945 sonrası komünist Yugoslavya'da etnik olarak son derece karmaşık olan nüfus üçlü bir sisteme göre sıralanmıştı: “Halklar”, “milletler” ve “etnik gruplar”. Makedonlar ilk gruba dahilken Türkler, Arnavutlarla birlikte ikinci gruba dahil edildi. 1950'lerden
|
|
|
|
|
Kenan Hasipi |
1990'lara kadar yapılan her nüfus sayımının güvenilirliği, uluslararası siyasi konjonktür ile doğru orantılı. Belgrad, Moskova ve Tiran arasındaki ilişkiler, bir anlamda Makedonya'daki Arnavut ve Türk nüfusunu da belirlemiştir. Belgrad ve Moskova arasındaki ilişkiler yumuşadığında, Batı dünyasına yakınlık duyma “şaibe”si altında olan Türkler kendilerini Arnavut olarak tanımlamayı tercih etmiştir. Böylece 1953 sayımı Makedonya'da yaşayan Türklerin sayısını 203.938 olarak gösterirken, 1960 sayımında bu rakam birdenbire 131.481'e düşmüştür.
2004 sayımına göre Makedonya'da 82.000 Türk yaşamaktadır (toplam nüfusun yüzde 3.9'u). Ancak Türkler, tıpkı Arnavutlar gibi, nüfuslarının çok daha fazla olduğunu, hatta oran olarak yüzde 5'e yakın olduklarını iddia etmektedir. Türkler; aralarında Üsküp, Tetovo (Kalkandelen), Gostivar, Debar, Resne, Ohri, Bitola (Manastır), Negotino, Radovis ve Valadovo olmak üzere toplam 40 şehre dağılmıştır.
Bağımsızlık sonrası Türkler, Makedonya'da elde etmiş oldukları kültürel hakları korumuşlardır. Bağımsızlık referandumunu boykot eden Arnavutların tersine, Türkler referanduma katılmış ve ülkenin bağımsızlığına evet demiştir. Türklerin en önemli partisi, Temmuz 1992'de kurulmuş olan Türk Demokratik Partisidir (TDP). İlk TDP Başkanı Erdoğan Saraç saldırgan bir siyaset izlemiştir. Olaylar, Zupa'daki (Debar civarı, ülkenin batısında) eğitim sorunları ile patlak vermiştir. Anayasaya aykırı şekilde burada eğitim
|
|
|
|
Üsküp Camiinde öğle namazı |
|
dili Türkçe değildi. Her ne kadar Makedon yetkililer bu durumun herhangi bir etnik ayrımcılıktan kaynaklanmadığını, sorunun Türk öğretmen eksikliği olduğunu belirtse de, TDP “Makedonya'da Türklere soykırım uygulandığını” iddia edecek kadar ileri gitti. Saraç, partinin ılımlı kanadı tarafından şiddetle eleştirildi. Parti daha sonra ses tonunu alçalttı. 2002 seçimlerinde, yeni TDP Başkanı Kenan Hasipi, Makedonya Sosyal Demokrat İttifakı (SDSM) ile birleşerek Parlamentoda temsil hakkı elde etti. Parti üyesi Mahsut Ali, Maliye Bakanı vekili oldu.
Zupa hadisesi bir istisnaydı. Türklerin yüzde 80'i Makedonya'nın dil, eğitim ve kamu politikalarından memnun. Arnavutların tersine, Türklerin yüzde 90'ı kendilerini Makedonlarla eşit statüde görüyor. Makedon yetkililer ise, “saldırgan” Arnavutlar ile sadece kanunların kötü uygulanmasından şikayetçi Türkler arasında ayırım yapar görünüyor. Türklerin en büyük şikayeti, Türkçe eğitim eksikliği.
Bazı bölgelerde Türk kimliği, Makedonlarla Arnavutlar arasında sıkışmış gibi duruyor. Toplam nüfusun yüzde 40'ını oluşturduklarını iddia eden Arnavutlar, Türkleri asimile etme eğilimindeler. Ortak din ise en büyük kozları. Hatta bazı Arnavutlar Makedonya'daki Osmanlı mirasının Arnavut olduğunu dahi iddia ediyor. Türkler, camilerde Arnavutça egemenliğinden şikayet ediyor. Bu yüzden daha 1970'lerde ve 1980'lerde, Makedonya, Müslüman toplulukların “Arnavutlaştılırması”nı engelleyici bir dizi tedbir almıştı. Oysa adem-i merkeziyetçilik öngören Ohri Antlaşması, bu süreci Arnavutlara daha da fazla imtiyaz verilmesi olarak yorumlayan Türkleri endişelendiriyor. Kasım 2000'de belediyelerin tekrar düzenlenmesi ile etnik harita değişti. Küçük Vrapciste kasabası da (Gostivar civarı, ülkenin batısında) bunlardan biri. Bir yüzyıl önce, Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarında, Gostivar'ın yüzde 90'ı Türktü. Geriye kalan yüzde 10 ise Makedon. Ancak İkinci Dünya Savaşını takip eden yıllarda, birçok Türk, ya kendi rızasıyla ya da Yugoslav hükümetinin zoruyla Türkiye'ye göç etti. Tetovo gibi Makedon şehirlerinde ve Kosova'da, Arnavutlar Türklerden kalan boşlukları doldurdular. Bugün Türkler Gostiva nüfusunun sadece yüzde 11'ini oluşturuyor. Türklerin en büyük şikayeti, Arnavutça konuşmaya ve hatta kendilerini Arnavut olarak göstermeye
|
|
|
|
Türk gazetesi Birlik |
|
zorlanıyor olmaları. 13 Martta TDP, Vrapciste'deki yerel seçimleri boykot edecek. TDP Başkanı Kenan Hasipi tavırlarını şöyle açıklıyor: “Şu an biz Türkler Vrapciste nüfusunun yüzde 36'sını oluşturuyoruz. Genişletilmiş yeni sınırlarla bu oran yüzde 12'ye düşecek. Oysa bu Ohri Antlaşmasının [dil ve diğer haklar için] öngördüğü yüzde 20'nin altında kalıyor”. Makedonya'daki en büyük Türk yerleşim bölgesi yok olmak üzere.
İlk kez 1943'te çıkmaya başlayan efsanevi Türk gazetesi Birlik, mali sorunlar nedeniyle 2003'te yayın hayatına veda etti. Ancak Makedonya'da başka birçok Türkçe gazete ve dergi çıkıyor. Türkçe televizyon ise kanalı bulunmuyor. İki özel Türk radyosu -Gostivar'da Rumeli FM ve Üsküp'te Süper FM- yayında. Bunların dışında Türkler birçok kültürel derneğe sahip. Ne yazık ki Türkiye, Makedonya Türklerine göstermesi gereken desteği göstermemekte.
Sorunlara rağmen Türkler Makedonya'nın en barışçıl azınlığını oluşturmakta. Belki de tam da bu barışçıl tutumlarından dolayı dil ve eğitim talepleri, sorunların sadece şiddetle çözüldüğü Balkanlarda ihmal ediliyor. Bu saptamanın amacı, Türkleri tahrik etmekten çok, genellikle bölgedeki en gürültücü azınlıkları sakinleştirme eğiliminde olan Batılıları eleştirmek.