Anasayfa   İletişim  
Reklam  
-->
   
 
 
   
Google
   
   
    
 
 
 

 
 
 
 
 

Stelios Kazantzidis’in Türkiye’ye gecikmiş merhabası

Zaman gazetesi Kültür Sanat


Stelios Kazantzidis’in Türkiye’ye gecikmiş merhabası  
 

1931 yılının yine böyle sıcak bir ağustos gününde Atina’ya bağlı Nea Ionia’da bir göçmen çocuğu olarak dünyaya gözlerini açar Stelios Kazantzidis. İnşaat işçisi Haralambos ve ev hanımı Gesthimani’nin ilk oğlu. Hayatın gittikçe zorlaştığı, insanların ekmek ve yağ bulmaya servet ödediği zor yıllarda başlıyor onun hikâyesi.  

Stelios 11 yaşında. Harambalos ailesini alıp Bulgaristan’ın Platanakia köyüne gider. Orada Alman muhalifi bir kuruluşta çalışan baba, bir şekilde Almanlara ihbar edilir. Stelios ailesiyle Almanların işkencesine maruz kalarak kısa zamanda Platanakia’dan ayrılıp Selanik üzerinden gemiyle Stelios’un doğduğu Nea Ionia’ya döner. Babası hareketli bir solcu olan Stelios, onun siyasi tercihinin bedelini işkence görerek öder. Ta ki 1946 yılında, babasını yine öyle bir işkence sırasında kaybedene kadar. 15 yaşında yetim kalan Stelios, artık ailesi için ekmek derdine düşer.
Babasının ölümü Stelios için zor bir dönemin başlangıcıdır. Para kazanmak için Omonia Meydanı’nda bavul taşır. Pazarlarda kestane satar, tekstil fabrikalarında çalışır. Bu hazin hikâye Türk filmlerinde olduğu gibi Stelios’un ‘Mantos Venetis’ tarafından keşfiyle nihayet bulur.

Tavernalarda Venetis’in grubuyla geçen 2-3 ay içinde isim yapmaya başlayan Stelios, istikbalde hayatına yön verecek sesinin güzelliğini henüz fark etmektedir. Grup şöhret basamaklarını tırmanıp, Stelios Yunanistan’ın en meşhur tavernasında mikrofonu eline aldığında müziğin mesleği olduğuna kanaat getirir.

Bir dönem S.Hrisinis’le çalışıp müzik tekniğini derinleştiren Stelios’un ilk albümü Columbia’dan 1952’de çıkar. Devrin iyi bestecisi Apostolos Kaldaras’ın ‘Yüzmeye Gidiyorum’ şarkısını yorumlamasına rağmen albüm ilgi görmez. İkinci albümünde Gianni Papaioannou’nun “The Suitcases” şarkısıyla çıkış yapan Stelios, 2 bin albüm satarak Yunanistan’ın en tanınan isimlerinden biri olur. 1956’da yine büyük kitlelerin sevgilisi, yorumcu Marinella ile müzikte ve hayatta yollarını birleştirir. Marinella ve Kazantzidis yaptıkları düetlerle zamanın en iyi ikilisi haline gelir. Bu hızla birçok yabancı memlekette konser veren Kazantzidis, Türkiye konserinde sahnedeyken Zeki Müren de dinleyiciler arasındadır. Kazantzidis’in güçlü ve hüzünlü sesini yüreğinin derinlerinde hisseden ‘sanat güneşi’ gözyaşlarına hâkim olamaz.

Gelin bu hikâyeyi bir de tersinden okuyalım. Kazantzidis ailesi, 1923 Lozan Mübadele’si ile Atina’ya zorunlu dönmüş. İki oğulları dünyaya gelmeden Karadeniz’in güzide şehri Ordu’da yaşarlarmış. Atina’da doğup büyüyen Kazantzidis’in albümünde ‘Hamsi Koydum Tavaya’ okuması biraz da bu sebepten. Daha da ilginç olan, Kazantzidis’in Türkân Şoray’a âşık olması. Aşkını uzun süre kalbinde saklı tutan Kazantzidis, Türkân Sultan’a bir türlü açılamayıp hayata ‘platonik âşık’ olarak vedâ etmiş.

Arkasında yüzlerce şarkı ve birçok sinema filmi haricinde böyle bir hikâye bırakan Kazantzidis, hâlâ Rebetiko’nun modern bir kolu olarak kabul gören Laika’nun en saygın icracısı olarak anılıyor. Folk köklerden gelen ve akustik icra edilen Rebetiko’nun, amfili sazlar, 4 telli buzuki, davul ve ilerleyen yıllarda klavyenin katılımıyla ortaya çıkan ve Yunan Fantazi’si olarak anılan Laika, 50’lerde Kazantzidis’le ciddi bir ivme kazanıyor. Stelios Kazantzidis, ölümünün üzerinden yedi yıl geçtikten sonra Türkçe şarkılarıyla nihayet Türkiye’de. “Stelios Kazantzidis’ten gecikmiş Türkçe bir Merhaba” adlı derleme albümün alt başlığı ‘Anadolu Şarkıları’. Yesâri Asım Arsoy’un ‘Bekledim de Gelmedin’ ve Abdülhâk Hamit güftesi ‘Makber’, albümün klasikleri. Çadırımın Üstüne Şıp Dedi Damladı, Alim, Pınarda Buldum Seni gibi hareketli şarkılar Kazantzidis’in Yunan tavrı ve nadiren aksayan Türkçesiyle daha bir neşeli. Remetiko ve Yunan müziğine bir şekilde aşina olup bu lezzetin bir Türkçe şarkıya nasıl yansıyacağını merak edenler, Kazantzidis’in albümündeki parlak icralarla aradığından fazlasını bulacak.

‘Ta Tragoudia Tis Anatolis’te Kazantzidis yanında Türkçe okuyan iki Yunan solisti daha yer bulmuş. Thodoros Dermitzoglou, Kasap Nisak ve Asmaların Dalına’yı okurken, Lena Stabouli, yine bir Yesâri Asım şarkısı Ümitlerim Hep Kırıldı ve Rumeli şarkısı İndim Havuz Başına’yı 1960’lardan bir kayıtla seslendiriyor. Mübadele’yi kastederek “Yunanistan’dan kalkıp buralara gelen Mehmet’lerin, Rüstem’lerin, ya da Türkiye’den kalkıp oralara giden Kosta’ların, Yorgo’ların, aynı insan olduğunu anlatmak içindi.” diyor albümün mimarı Murat Çorluk. Müşterek kültürün altını kaliteli numûnelerle çizen “Anadolu Şarkıları”, Yunan müziği tadına aşina olanlara Türkçe bir ziyafet vaat ediyor.



18 August 2008, Monday


TALAT ALKAN  

 

 
Nutuk (Sesli ve Görsel)
 
Etkinlik Takvimi
Mayıs , 2024
PzrPztSalÇrşPrşCumCts
1 2 3 4
5 6 7 8 9 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
 
 
 
 
 
Copyright Aralık 2002 © balkanpazar.org
tasarım ve uygulama Artgrafi.net