Anasayfa   İletişim  
Reklam  
-->
   
 
 
   
Google
   
   
    
 
 
 

 
 
 
 
 

İçimizdeki Kosovalılar Anlatıyor

İçimizdeki Kosavalılar anlatıyor-2

23.02.2008
YAZI DİZİLERİ-3
dizi@tercuman.com.tr



--------------------------------------------------------------------------------

   Kosova’yı çok özlüyoruz
Yıllar önce Prizren’den Türkiye’ye göç eden Sema ve Rüştü Özkılıç, hala oraların özlemiyle yanıyor
Kosova’daKİ “Sırp zulmü” ve ekonomik sıkıntılardan kaçıp Türkiye’ye gelen Kosovalılar, ülkenin dört bir yanına dağılmış durumda. Sema ve Rüştü Özkılıç Ailesi de bunlardan biri. Sema Hanım, Türkiye’de doğmuş, Rüştü Bey ise daha 6 aylıkken Türkiye’ye gelmiş... Yolları Türkiye’de kesişen Sema Hanım ve Rüştü Bey, anlaşınca, nikah masasına oturmuş... Birliktelikte en çok Türk’ün yaşadığı şehir olan Prizren’den gelmelerinin payı büyük. Özkılıç Ailesi, uzun yılları Kosova’yı görmeden ama hasretiyle yanarak geçirmiş. Çift, Kosova’ya ilk kez 1974’te ikinci kez ise 30 yıl sonra gitmiş... Sema Özkılıç, 30 seneyi, “Bir asırdı” diye tanımlıyor. Karı-koca 2004’te gerçekleşen gezide sevinçten havalara uçmuş. Her ne kadar evlerinin yıkılıp yerine yenisinin yapıldığını görseler de, yüzleri asılmamış... Akraba ve dostlarla görüşüp hasret gidermişler. Çift, son iki senede ise Kosova’ya tam 5 kere giderek adeta 30 senenin acısını çıkarmış.
Bağımsızlık karakterimizdir
Sema Özkılıç ve eşi Rüştü Özkılıç, Kosova’nın bağımsızlığı ilan edilince sevinçten ne yapacaklarını şaşırmış. “İlk iş olarak tanıdıkları arayıp tebrik ettik” diyen Özkılıçlar, ardından halen görev yaptıkları İstanbul’daki Prizrenliler Derneği’ni Kosova’nın yeni bayrağı ile süslemiş. Aynı zamanda derneğin “Kadın Kolları Başkanı” olan Sema Hanım, her fırsatta Kosova için etkinlik düzenliyor. Bunlardan birisi ise Türkiye’den Zübeyde Hanım Kosova Türk Kadınları Derneği ve Jinemed Hospital’la beraber hiç üşenmeden kalkıp Kosova’ya gitmiş ve “Kadın Sağlığı Semineri” düzenlemiş. Sema Hanım o gün şöyle anlatıyor: “Kosova’da kadın sağlığı konusunda eksiklik yaşandığını düşünüyordum. Bunun üzerine ‘Kadın Sağlığı ve Kısırlık’ konulu bir konferans düzenleyerek 300’e yakın Kosovalı bayan ulaştık. Aynı zamanda Kosova’daki yetersiz sağlık hizmeti nedeniyle Kosovalılar Türkiye’ye gelerek muayene oluyor. Çocukları olmayan bayanlar da halen Türkiye’ye gidip tüp bebek tedavisi görüyor. Onların da buradaki ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Hemşerilerimizle böyle güzel bir projede onları bilgilendirmek bizleri mutlu ediyor” diyor.
Hababam Sınıfı da Kosova’da
Özkılıç Ailesi, Kosova’da Sırplar’ın yaptıklarının ekonomi ile ilgili olduğunu düşünüyorlar. Sırplar’ın Türkler ile Arnavutları birbirine düşürmek için çalıştığını belirten Rüştü Özkılıç, “Ama bunu başaramıyorlar. Kosova’da öyle aileler var ki, örneğin baba Türk, anne Arnavut. Çocuklardan birinin adı Maria diğeri Ahmet. Böylesine kemikleşmiş toplumları kime ayırabilir ki?” Sema Özkılıç, gönüllü bir “Türkiye-Kosova elçisi” gibi çalışıyor. Son olarak da Kosova’da sanat faaliyetlerine devam eden Prizren ‘Nafiz Gürcüali’ Türk Tiyatrosu ekibi Çorlu ve Edirne’de sahneye çıktılar. Gösteriyi Hababam Sınıfı’nın Güdük Necmi’si Halit Akçatkepe de izlerken finalde oyuncuları ayakta alkışladı. oyunu çok beğendiğini belirten Halit Akçatepe, “Prizren’e gelirim” sözü verince bol bol alkış aldı. Priştineliler Derneği Başkanı Nezih Liman ise bu türk etkinliklerin iki ülkeyi birbirine yaklaştırdığına dikkat çekerek, Yanova Prizrenliler Derneği’ne böyle bir gece yaşattıkları için teşekkür etti.



--------------------------------------------------------------------------------

Bağımsızlık haberini hastanede aldı
Bursa’da 8 yaşından beri 4’ü Yugoslavya’da toplam 8 ayrı ameliyat geçiren 20 yaşındaki Kosavalı genç, kornea nakli yapılan hastanede ülkesinin bağımsızlığını ilan ettiğini öğrenince çifte mutluluk yaşadı.
Artık ülkem var
Geçirdiği trafik kazası sonucu beyin ölümü gerçekleşince organlarıyla 4 hastaya hayat veren Alparslan Kaya’nın korneası da 12 yıldır hastalığıyla mücadele eden Kosovalı gence nakledildi. Bir yandan gözlerinin görmeye başlamasının mutluluğu diğer yandan da ülkesinin bağımsızlığını ilan etmesiyle çifte mutluluk yaşayan Erhan Taç, organ bağışlayan aileye teşekkür ederken yanaklarından süzülen gözyaşlarına engel olmadı. Trafik kazası sonucu kaldırıldığı Uludağ İniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde beyin ölümü gerçekleşen ikiz çocuk babası Alparslan Kaya’nın korneası ise sağ gözü görmeyen ve 8 yaşından beri 4’ü Yugoslavya’da olmak üzere 8 ayrı göz ameliyatı geçiren Kosovalı 20 yaşındaki Erhan Taç’a nakledildi.
Organ bağışlayan aileye teşekkür ederken, yanaklarından süzülen gözyaşlarına engel olamayan genç, göz tansiyonu sebebiyle 12 yıldır sağ gözünün görmediği belirterek, “Yıllar önce yapılan tedaviler ve kornea nakli başarılı olmadı. 8 yaşından beri 4’ü Yugoslavya’da toplam 8 ayrı ameliyat geçirdim ve 5 yıldır kornea nakli bekliyordum. Organ nakli çok güzel bir şey. Tüm insanlar organ bağışı konusunda bilinçli olurlarsa bizim gibi daha pek çok hastanın görme ve yaşama ümidi olacaklardır. Vefat eden şahsın ailesine sonsuz minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Onun sayesinde artık gözüm yerinde kalacak ve görebileceğim. Ayrıca Kosova’nın bağımsızlığını da hastanede yatarken öğrendim. Türkiye elbette Anavatanımız ama Kosova’nın da bağımsızılğı ile artık devletim var diyebileceğim” dedi.
Yarın:Kosova cehenneminden nasıl kaçtık?
Çelik Çelikyaman

http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=93

İçimizdeki Kosovalılar anlatıyor-6

27.02.2008
YAZI DİZİLERİ-2
dizi@tercuman.com.tr




--------------------------------------------------------------------------------


   Kosova'da bir bayram sabahı...
Ünlü Televizyoncu Gani Müjde, 'Ata vatanı' Kosova adlı yazısında Türk bayrakları asılı ve Türkçe eğitim yapılan bir kenti anlatıyor
İŞte o yazı: O zamanlar Tito sağdı, sosyalizm vardı ve Kosova'da bayramdı.
Güzel bir güneş doğuyordu Balkanlar'ın ortasına.
Bistrica Nehiri'nin kenarında yağmurla ıslanan şimşirlerin güneşte pişen yapraklarından çıkan buharı burnuma çeke çeke yürüyordum.
Şadırvan Meydanı'na kocaman bir bayrak asılıydı.
Türk bayrağı idi bu...
Yanında bir Arnavutluk bayrağı, onun da yanına Komünist Partisi'nin ortası yıldızlı bayrağı.
Türkçenin resmi dil olduğu, bayramlarda şehir merkezine Türk bayraklarının asıldığı, okullarda Türkçe eğitimin yapıldığı yabancı bir ülkenin topraklarındaydım.
Kosova'daydım..
Türkler, Arnavutları seviyor
Türkiye henüz sadece birkaç evde ve sadece İTÜ'nün deneme yayınları seyredilebiliyordu.
Yugoslavya'da ise renkli televizyondan Yugoslavya'nın oynadığı bir milli maçı izliyordu insanlar.
Bir yandan pivo içip bir yandan da Yugoslavya'nın attığı gollere seviniyordu Türkler, Arnavutlar ve Sırplar...
Sonra "Fiço"larına (FIAT'ın Çinkocento 500 modeline benzeyen bir model) binip ve en güzel giysilerini giyip akşam Korzo'da arkadaşlarını görmeye gidiyorlardı.
Türkler Arnavutları seviyordu ölümüne, Sırplar ağaçlara Stanko - Ayşe'yi seviyor yazıyordu... Birlikte Zeki Müren dinliyor, Cüneyt Arkın'ın oynadığı Alageyik filmini izlemek için sinema önlerinde izdiham yaşanıyordu.
O zamanlar Tito sağdı, sosyalizm vardı ve Kosova'da bayramdı...
Sonra aşırı milliyetçilik kemirdi Yugoslavya'yı.
Batı, Slovenya, Hırvatistan ve Bosna'nın bağımsızlığı için bastırdıkça sol geriledi.
Bayrağı sağcılar kaptı Yugoslavya'da...
Milliyetçi Hırvatlar, milliyetçi Slovenler ve milliyetçi Makedonlara kaldı meydan.
Milliyetçi Arnavutlar da katıldılar oyunun son perdesine.
Rüzgar hiç soldan esmiyordu artık.
Bistrica kan akıyordu.
Vardar Ovası'nda rakı parası kazanacak toprakları Sırp tankları bombalıyor ve Yugoslavya parça parça oluyordu.
Ve Kosova Türkleri iki milliyetçi rüzgarın arasında ağır bir titreme nöbetindeydi...
Artık Tito yoktu, eli kanlı katiller ve aşırı milliyetçiler vardı.
Kosova'da tatsız bir bayramdı.



--------------------------------------------------------------------------------

Osmanlı mirasını taşıyorlar
5. Uluslararası Sanatla Uyanmak şöleninin açılış törenine katılmak için Kosova'ya giden ünlü mizahçı Gani Müjde bir konferans verdi. Müjde Kosova'ya son geldiği 11 yıl içinde yaşanan değişiklikleri değerlendirerek, "Gördüğüm küçük farklar var. Farklardan biri, buradaki Türkçe konuşanların Osmanlı mirası olarak biraz daha kendine güvenin geldiğini, biraz daha kendi kültürel çabaların arttığını görüyorum. Bu da sevindirici elbette. Dolayısıyla buradaki kültürel zenginlikler herkesi besleyen bir şey" dedi.

BİtTİ

Çelik Çelikyaman




İçimizdeki Kosovalılar anlatıyor-5

26.02.2008
YAZI DİZİLERİ-2
dizi@tercuman.com.tr




--------------------------------------------------------------------------------


   Türkiye'deki ünlü Kosovalılar
Kosova'daki Sırp mezaliminden kaçan ailelerin çocukları, şimdi Türkiye'nin en ünlüleri...
Liste Ali Şen'le başlıyor, Türkiye'yi bu yıl Eurovision'da temsil edecek Mor ve Ötesi grubuna kadar uzanıyor
Aİlelerİ Kosova'nın daha ziyade Priştine ve Prizren gibi Türkler'in yoğun olarak yaşadığı bölgelerden Türkiye'ye göç eden birçok isim bugün Türkiye gündeminde sıksa anılıyor. Mesela ilk aklımıza gelenleri sayalım. Fenerbahçe'nin efsane başkanı ve işadamı Ali Şen, Türk mizahının ustalarından Gani Müjde, görme özürlü olmasına rağmen insanlara hayata sarılmayı öğreten şarkıcı Metin Şentürk, aşklara sesiyle hayat veren Candan Erçetin, İzmir'in unutulmaz Büyükşehir Belediye Başkan Ahmet Piriştine, siyaset adamı Mehmet Ali Bayar ve son olarak Türkiye'yi Eurovision'da temsil edecek olan Mor ve Ötesi grubunun solisti Harun Tekin. Tekin bir Türk olarak bu konuma layık bulunduğu için gurur duyduğunu söylüyor. İşte bu isimlerin hayatlarından kısa kesitler.
Ali Şen
1939'da Prizren'de doğan Ali Şen, Türkiye'ye yerleştikten sonra İstanbul, Fatih-Sakalışerif semtinde manav dükkanı açarak ticarete atıldı. Ali Şen, 1981-1983 ve 1994-1998 yılları arasında Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlığı yapmasıyla tanınan bir isim haline geldi. Sarı-Lacivertli kulübü iki kez şampiyonluğa taşıyıp, birçok kupalar kazandıran efsane başkan için taraftar, "Ali Şen başkan, Fenerbahçe şampiyon" sloganını geliştirmekte gecikmedi. Ali Şen halen Bodrum'un Yalıkavak beldesinde yaşıyor.
Gani Müjde
Prizen'den Türkiye'ye geçen bir aileninin 4. ve son çocuğu olarak dünyaya gelen Gani Müjde, dönemin en meşhur mizah dergisi Gırgır'a gidip gelirken zamanla dergide çalışmaya başladı. 8 yıla yakın bir süre Gırgır ve Fırt dergilerinde çalıştı. Sonra bir grup arkadaşı ile birlikte ayrılıp Limon dergisini kurdu. Bu dergide Peynir Gemisi başlığı altında sürekli yazılar yazmaya başladı. Tükenmezkalem adlı bir yazım ve prodüksiyon şirketi kuran Müjde'nin bir çok kitaba ve dizi ile film senaryosuna imza attı.
Ahmet Piriştine
İZMİR Buca'da 1952'de doğan Ahmet Piriştine'nin ailesi II. Dünya Savaşı sonrasında Kosova'dan göç etti.b 1995 yılında İzmir Milletvekili olan Priştina, 1999 Yerel Seçimleri'nde ise DSP'den İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildi. İzmir'i daha çağdaş bir konuma taşıyan İzmir Büyük Kanal Projesi, İzmir Kordonboyu Projesi ve İzmir Metrosu gibi projelerin daha ekonomik ve daha çabuk bitmesini sağlayan Piriştina, yaptıklarıyla İzmirliler'in tam desteğini aldı. Piriştina 2006'da onbinlerce sevenini arkasında bırakarak hayatını kaybetti.
Candan Erçetin
Türkİye'nİn geçirdiği en soğuk kışlardan birinde, 1963 yılında, Kırklareli'nde doğdu. Ailesi yıllar önce Kosova'dan göç etmişti. Galatasaray Lisesi'ni parasız yatılı olarak bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji bölümüne girdi. Üniversitenin son yılı olan 1986'da büyük bir tesadüf sonucu Norveç Oslo'da düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması'nda "Klips ve Onlar" grubunun bir üyesi olarak Türkiye'yi temsil etti.
Metin Şentürk
İstanbul'da 1966 yılında dünyaya gelen Metin Şentürk, ilkokulu Körler Okulu'nda okudu. Liseyi ve üniversiteyi İTÜ Devlet Konservatuvarı Türk Müziği Bölümü'nde tamamladı. 1988 yılında mezun oldu.
1987-2000 tarihleri arasında 11 albüm yaptı. İlk albümü başarı sağlamadı ve dört yıl ara verdi. Dört yıl sonra iyi bir çıkış yaptı. 'Kahpe Bizans' filminde küçük bir rol oynadı. Şentürk, görme özürlü olmasına rağmen hayata sarılma azmi ile binlerce özürlüye de güzel bir örnek oldu.
Mehmet Ali Bayar
1962 yılında dünyaya gelen Mehmet Ali Bayar, Demirel ailesinin çocukluğunu bildiği bir isim. Babası Nuri Bayar, 12 Eylül öncesi dönemde Demirel'in en yakın yol arkadaşlarından biriydi. Türkiye'nin New York'taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliğinde çalıştı.

Yarın:Gani Müjde'den hüzünlü Kosova sabahı

Çelik Çelikyaman


 

 
Nutuk (Sesli ve Görsel)
 
Etkinlik Takvimi
Mayıs , 2024
PzrPztSalÇrşPrşCumCts
1 2 3 4
5 6 7 8 9 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
 
 
 
 
 
Copyright Aralık 2002 © balkanpazar.org
tasarım ve uygulama Artgrafi.net