Anasayfa   İletişim  
Reklam  
-->
   
 
 
   
Google
   
   
    
 
 
 

 
 
 
 
 

Sveti Stefan Bulgar Kilisesi/ Fener-Balat

Yapboz kilisede konser
Milliyet/ 10 Haziran 2007

Fener-Balat'taki Sveti Stefan baska bir deyisle Demir Kilise'de yarin ünlü German Brass toplulugu bir konser verecek

BAHAR BAKIR

Fener-Balat'ta Mürselpasa Caddesi üzerindeki Sveti Stefan Bulgar Kilisesi ya da herkesin bildigi adiyla Demir Kilise'yi duymussunuzdur. Haliç'in kiyisinda bulunan kilisenin en büyük özelligi demirden yapilmis olmasi. Bir diger özelligi de adeta bir yapboz gibi demir parçalarin birbirine birlestirilmesiyle insa edilmesi. Yani isterseniz kiliseyi levhalarindan söküp baska bir yere götürmeniz bile mümkün: Prefabrik veya seyyar kilise diyebilirsiniz. Iste bu mimari ve teknik özellikler nedeniyle Sveti Stefan'in esi benzeri yok.
Yarin bu kilisede Istanbul Müzik Festivali kapsaminda ünlü Alman üflemeli çalgilar toplulugu German Brass bir konser verecek. Kilise konsere simdiden hazir. Koltuklar, grubun çikacagi sahne, isiklar her sey ayarlanmis. Sadece mikrofon yok. Akustik nedeniyle ihtiyaç duyulmuyor. Kilisenin görevlileri Bogdan Sarioglu ve karisi Antoaneta konserden sonra restorasyona gireceginden kilisenin yedi-sekiz ay kapali kalacagini söylüyorlar. Yani konseri bahane ederek kiliseye mutlaka gitmenizi öneririz.

Abdülaziz "Kiliseyi bir ay içinde bitirin" dedi
Ne kadar dogrudur bilinmez ama Demir Kilise'nin neden demirden ve prefabrik olarak yapildigi hakkinda anlatilan çok ilginç bir hikaye var. Kiliseyi gezerken bana eslik eden, Bulgar cemaatine 53 yil hizmet vermis, su an kilisenin koro sefi olan Kiryako Liaje'ye o çok bilinen hikayeyi anlatiyorum: Bulgarlar artan milliyetçilik hareketlerine bagli olarak bir kilise insa etmek isterler. Fakat Sultan Abdülaziz, Bulgarlarin Fener Patrikhanesi'nden bagimsiz bir kilise yapmalarini istemez. Isteklerini dogrudan reddetmek yerine "Kilise insaatini bir ay içinde bitirirmek sartiyla izin veririm" der.
Oysa insaatin bir ayda bitmesi mümkün degil. Bunun üzerine Bulgarlar kiliseyi prefabrik olarak Viyana'da insa edip Istanbul'da bir ay içinde kurarlar. Kilisenin bittigini gören Sultan Abdülaziz ise verdigi sözü tutmak zorunda kalir.
Liaje burada hemen söze girerek "Bu konu aramizda çok tartisildi. Bu dilden dile geçen ve ilgi uyandiran bir hikaye. Konuyla ilgili yazili bir belge yok. Bir kiliseyi 30 gün içinde insa etmek mümkün mü?" diyor.
Gerçek hikaye ise farkli. O dönemde Ortodoks kiliselerinde Rumca ayin yapildigini anlatan Liaje, Bulgarlarin kendi dillerinde ayin yapmalari için Fener Patrikhanesi'nden bagimsiz bir kilise kurmak istenildigini söylüyor. 1849'da Bulgar cemaatinin ileri gelenlerinden ve o dönemde milletvekili olan Stefan Vogoridis, Babiali'den bir kilise yapilmasi için izin alir. Kilisenin yapimi için ikisi kagir, biri ahsap üç bina ve genis bir avludan olusan 25 odali evini hibe eder.

Patrikhane kiliseyi ancak 1945'te tanidi
1850'de ahsap kilise tamamlanir. Kiliseye Sveti (Aziz) Stefan adi konulur. Sonra da Sultan Abdülaziz'in fermaniyla bagimsiz kilisenin kurulmasina izin verilir. Patrikhane kendisine ters düsen bu gelismeler sonucu 1872'de Bulgar Kilisesi'ni tanimadigini açiklar. Bulgarlar buna karsi daha büyük bir kilisenin insasi için proje yarismasi açarlar. Yarismayi Ermeni mimar Hovsep Aznavur, ihaleyi de Rudolf Ph. Waagner Sirketi kazanir.
Kilise denize çok yakin oldugu için asinmaya karsi beton yerine tamamen demirden yapilir. Deneme amaçli sirketin bahçesinde prefabrik olarak kurulur. Sonra parçalar Tuna Nehri ve Karadeniz üzerinden Istanbul'a tasinir. 1898'de de su anki Sveti Stefan Kilisesi açilir. Patrikhane sonuç olarak 1945'te Demir Kilise'yi tanimayi kabul eder.

En büyük çan 400 kilo

Kilise neogotik ve neobarok stilde insa edilmis. Liavje "Sadece mihrap kismi agaçtan yapildi ve altin kaplandi" diye belirtirken kilisenin ikonalari için Moskovali fabrikatör Nikolay Alekseeviç Ahapkin ile sözlesme imzalandi, ressam Lebedev de resmetti.
Kilisenin kulesinde büyükten küçüge alti çan var. Rusya'da dökülen bu çanlarin en büyügü 400 kilo civarinda.

Kaymasin diye 325 kazik çakildi

Liavje "Haliç'in zemini kaygan oldugundan kilise çam agacindan yapilan kaziklar üzerine insa edildi. Kilisenin alti bostu. Böylece deniz suyu oraya girip çikarak bir sarniç görevi görüyordu, basinci önlüyordu. Önüne yol yapilinca buradaki basinç artti ve kilise denize dogru kaymaya basladi" diyor. 2006'da Istanbul Belediyesi tarafindan kilisenin etrafina 325 kazik çakilarak bu durumun engellendigini de sözlerine ekliyor.


 

 
Nutuk (Sesli ve Görsel)
 
Etkinlik Takvimi
Mayıs , 2024
PzrPztSalÇrşPrşCumCts
1 2 3 4
5 6 7 8 9 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
 
 
 
 
 
Copyright Aralık 2002 © balkanpazar.org
tasarım ve uygulama Artgrafi.net