Anasayfa   İletişim  
Reklam  
-->
   
 
 
   
Google
   
   
    
 
 
 

 
 
 
 
 

Arnavutluk’u Hristiyanlastirma Politikasi Sürüyor

Arnavutluk’u Hristiyanlastirma Politikasi Sürüyor
Dünya Gündemi 15 Ekim 2006

600 yillik bir Islam tarihinden sonra Arnavutluk’ta Hiristiyanlastirma
politikasi 2002 yilinda zirveye ulasti. Su an devlet baskani, içisleri
bakani, Istihbarat sefi, Tiran Valisi, Kütüphanenin, Yarginin,
Akademisyenlerin, Tarih arastirmacilarinin üst düzey temsilcileri ve
ülkeyi yöneten kisiler ve önde gelen kisilerin hepsi Hiristiyanlar.
Yönetimde olan yüzde 20 oranindaki Hiristiyan, geri kalan yüzde 80
Müslüman Arnavut’a karsi üstünlük saglamis durumdalar ve bu üstünlük halen
devam ediyor. Geçmisinde Ortodokslukla alakasi olmayan yöneticilere sahip
olan Arnavutlar, bugün politik ve kültürel açidan Katolik propagandasinin
istilasi ile yüz yüzeler.


Olsi Jazexhi
ARNAVUTLUK, Tiran: Arnavutluk, Avrupa’daki ilk Müslüman devlet olarak
ortaya çiktigi 1913 yilindan beri, Arnavut halkini Hiristiyanlastirmak
isteyen misyoner örgütler tarafindan siddetli ve sürekli bir saldiri
altinda tutuluyor.En kötü Hiristiyanlastirma dalgasi, komünist rejimin
çöktügü yil olan 1991’den sonra yasandi. Islam’in kültürel ve dini
altyapisina büyük zararlar veren komünistler, Islam’dan uzaklastirilan
Arnavutluk’un Hiristiyanlastirilmasi için gerekli tüm imkânlari saglamis
oldular.

Miranda Vickers’in “Balkan Kimligine karsi Arnavutluk Anarsisi” kitabinda
degindigi gibi, 1990’larin Arnavutluk’u, Osmanli Balkanlarindan geri kalan
Müslüman halkin Hiristiyanlastirilmasi için çaba sarf eden birçok
fundamentalist Hiristiyan teskilatin savas verdigi bir meydan haline
geldi. Sirasiyla Haçlilar, Yehova Sahitleri, Adventistler, Mormonlar,
Presbiteryanlar ve Hiristiyan Protestanligin tüm kollari, bu arada birçok
Bati Avrupa ülkesi gibi Amerika’nin da Arnavutluk’a tasidigi Hiristiyan
unsurlar Arnavutluk’u istila ettiler. Bununla birlikte Hiristiyanlastirma
faaliyetinde, Hiristiyanligin Ortodoks ve Katolik merkezi olan, ayni
zamanda Arnavutluk’a komsu bulunan Yunanistan ve Italya en fazla rol
oynayan ülkeler oldu.Hiristiyan örgütler, Arnavutlari Isa’nin dinine
döndürmek için; tarih kitaplarinin yeniden yazilmasi, nefrete dayali bir
Islam karsiti söyleminin yayilmasi, Yunanistan’da ikâmet izni isteyen
Arnavutlarin zorla Ortodoksluga döndürülmesi, politik gözdagi vermek ve
kapi kapi dolasarak teblig yapmak gibi metotlar kullandilar.

Edwin Jacque gibi Protestan misyonerler Arnavutluk’un Hiristiyanliga
dayali tarihi üzerine çok satan kitaplar yazdilar, ayni sekilde Katolik ve
Ortodoks kiliseleri birçok okul ve üniversite kurdular, radyo ve
televizyon yayini yapmaya basladilar. Hiristiyanliga geçenlere,
Arnavutluk’ta faaliyet gösteren bati elçilikleri politik destek de
sagliyorlar. Amerika, Yunanistan ve Italyan elçiliklerinde bu politikayi
çok açik bir sekilde görebilmek mümkün. Amerikan elçiliginde, elçilere
yakin olan ve danismanlik yapan A.N. gibi birçok Arnavut, yüksek
mevkilerde is bulabilmek için din degistirdiler.

Bu tür olaylara Amerikan elçiliginde sikça rastlamak mümkün. A.N. ve bunun
gibi Islam’dan dönerek Hiristiyan Protestanlar için çalismaya baslayan
kisiler, Amerikan elçilerinin en çok güvendikleri danismanlar haline
geldiler. Bu kisiler elçiligin bütün toplantilarina katiliyorlar.
Böylelikle Arnavut politikacilari ve politik destegini yanina alan elçilik
daha da güçleniyor. Bununla birlikte issizlige yönelik siyaset tek örnek
degil. Birlesik Devletler elçiliginin dini propagandasinin baska bir
örnegini de; Amerikan vaizlerin destegi ile elçiligin zaman zaman Arnavut
politikacilariyla, baskanlarla ve devlet baskaniyla bir arada düzenledigi
sabah ayinleri organizasyonunda görebilmek mümkün. Amerikalilarin
haricinde Italyanlar ve Yunanlilar da ülkede Hiristiyanlik propagandasini
destekleyenler arasinda üst siralarda yer aliyorlar. 23 Ekim 2005
tarihinde Italyan büyükelçiligin organize ettigi Rahibe Teresa Maratonu
gibi faaliyetlerle Italyanlar birçok kez Vatikan’in sesinin Tiran’da
duyulmasini sagladilar.

Yunanlilar, Islam’a karsi ülkede siddetli propaganda yapan baspiskopos
Yanolatos’un sürekli arkasinda oldular. Yunan konsolosluklari, Korça gibi
yerlerde Ortodoks kiliseleri insa ettiler. Yunan elçiliginin düzenledigi
her programin arkasinda sürekli Yunan piskoposlar yer aldi.

Ayni seyler kilise insaatlarini destekleyen, birçok Katolik dini
programlarin sponsorlugunu yaparak Katolik kültürün propagandasini yapan
enstitülere arka çikan Italyanlar için de söylenebilir. Bir kisi
Tiran’daki elçilige vize islemleri için gittigi zaman duvarlarin Vatikan
azizlerinin büyük portreleriyle ne sekilde kaplanmis oldugunu görebilir.
Arnavutluk’taki misyonerler, var güçleriyle Müslüman ve Bektasi
topluluklarin kiyasini yapmakla mesguller. “Varlik ve Yokluk arasinda
Arnavutlar ve Islam” isimli makalemde ülkede bu kisilerin ne tür bir oyun
oynadiklarina dair bilgi vermistim. Milyon dolarlarla ifade edilen ve her
yil saglanan maddi destekle neredeyse ülkenin her kasaba ve köyünde
kiliseler ve Hiristiyanlik Merkezleri insa ettiler. Dev bütçeleriyle,
programlar düzenlemek ve bu programlara istirak etmek amaciyla, Tiran
yönetiminin bile gidemeyecegi kadar uzak yerlere ulasimi saglamak üzere
helikopterler bile aldilar.

600 yillik bir Islam tarihinden sonra Arnavutluk’ta Hiristiyanlastirma
politikasi 2002 yilinda zirveye ulasti. Su an devlet baskani, içisleri
bakani, Istihbarat sefi, Tiran Valisi, Kütüphanenin, Yarginin,
Akademisyenlerin, Tarih arastirmacilarinin üst düzey temsilcileri ve
ülkeyi yöneten kisiler ve önde gelen kisilerin hepsi Hiristiyanlar.
Yönetimde olan yüzde 20 oranindaki Hiristiyan, geri kalan yüzde 80
Müslüman Arnavut’a karsi üstünlük saglamis durumdalar ve bu üstünlük halen
devam ediyor. Geçmisinde Ortodokslukla alakasi olmayan yöneticilere sahip
olan Arnavutlar, bugün politik ve kültürel açidan Katolik propagandasinin
istilasi ile yüz yüzeler.

Bir kisim insanin Rahibe Teresa’nin Arnavut olduguna inanmaya
baslamasindan bu yana ülkede Teresa’nin sahsi özellikleri ve kültü
siddetli bir sekilde destekleniyor ve yasatilmaya çalisiliyor. Egitim ve
Kültür Bakanlari, Teresa’yi anmak için Arnavut ögrencilere zorla sarap ve
ekmek ayinleri düzenletiyorlar. Bu ayinler Vatikan ve Italyan elçiligince
destekleniyor. Su an Arnavutluk’un tek havaalaninin adi Katolik Azize olan
Rahibe Teresa’nin adini tasiyor. Tiran’in en büyük bulvarinin adi “Rahibe
Teresa Bulvari”, en büyük hastanesinin adi “Rahibe Teresa Hastanesi”. Ayni
sekilde ülkedeki birçok sokak, klinik, okul ve üniversite vs. adlari
Katolik Azizlerinin adlariyla anilmaya baslandi. Konulan yeni isimlere
örnek olarak Don Bosko sokagi, Parde Luigi Monti Klinigi, Iyilik Kontu
Leydisi Üniversitesi gibi isimleri saymak mümkün. Arnavutlarin zorla
Katolik yapilmaya çalisilmasi politikasina sicak bir örnek 19 Ekim 2005
tarihinde yasandi. Arnavut ögrenciler, Rahibe Teresa’nin Vatikan
tarafindan kutsandigi gün olan ve resmi tatil edilen bu günde Rahibe
Teresa’yi anma törenine katilmaya zorlandilar. (Çeviri: Bilal Koldas-Saaf)

Boston Globe Gazetesi: Dis Yardim Hristiyan midir
ABD’nin dis yardimlari insani amaçlar ve ulusun dis politika hedeflerine
ilerlemek için kullanilmali. Fakat Bush yönetimi yardim paralarinin büyük
bölümünü Hiristiyan gruplara yönlendirerek her iki amaç konusunda da
hileli davraniyor.Bu gruplarin birçogu çok iyi isler yapiyor ve hükümet on
yillardir onlara, özellikle de acil durumlarda sirtini dayiyor. Fakat
hepsinin öncelikli bir amaci var, insanlari Hiristiyanliga döndürmek ve
hükümet, parayi dagitirken bir yandan da onlara kuskuyla bakma ihtiyaci
duyuyor.  Öte yandan Baskan George W. Bush, göreve geldigi ilk günlerde
dini gruplarin dis yardim bagislari toplamalarini tesvik etmek için özel
emirler çikardi. Artik dini faaliyetleri, federal yardimla desteklenen
islerden ayri bir bölümde tutmalari gerekmeyecekti ve hizmet alanlara,
dini faaliyetlere katilimin istege bagli oldugunu söylemek zorunda
kalmayacaklardi.

Bush’un verdigi mesaj, yardim ile din degistirtmenin birbirine
karisabilecegiydi. Bush göreve geldiginden bu yana, dis yardimlardan dini
gruplara giden paranin yüzde degeri iki katina çikarak %19,9’a yükseldi ve
bes yilda toplam 1,72 milyon dolari buldu.Bu politika degisikliginin
zamanlamasi kötüydü. Dünya çapinda Hiristiyanlarla Müslümanlar arasinda
karsi karsiya gelme olasiligini arttiran 11 Eylül saldirilarina denk
geldi. Teorik olarak herhangi bir dini grubun yardim almasi uygun, ama
2001’den 2005’e, yardimin %98,3’ü Hiristiyan örgütlere aktarildi.
Amerika’nin, Hiristiyanlik ile Islam’in yan yana yasadigi Kenya gibi
ülkeler konusunda hassas olmasi gerekiyor. Halen Bush yönetimi, agirlikla
Müslümanlarin bulundugu kiyi kesiminde bulunan Mombasa’da, Michigan
menseli bir Hiristiyan gurubu olan ve oradaki subesi Hiristiyanlara kredi
sunarken Müslümanlari dislayan Partners Worldwide’a yardim ediyor. ABD
fonlari Partners Worldwide’in kredileri için degil personel masraflari
için kullaniliyor fakat ABD Mombasalilar’a,  Hiristiyanlari kayirdigi
mesajini veriyor.

Globe dizisinde bugün yayinlanan en son makale tip misyonerlerinin önemini
ele aliyor.ABD, din ile devletin birbirine karismasina izin vermek yerine,
baska ülkelere bu ikisinin ayrilmasi konusundaki tarihsel israrini
yaymali. (Amerikan Boston Globe gazetesi -11 Ekim 2006)



 

 
Nutuk (Sesli ve Görsel)
 
Etkinlik Takvimi
Mayıs , 2024
PzrPztSalÇrşPrşCumCts
1 2 3 4
5 6 7 8 9 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
 
 
 
 
 
Copyright Aralık 2002 © balkanpazar.org
tasarım ve uygulama Artgrafi.net